SOSYAL MEDYA
PLATFORMLARINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN YAZIŞMA VE PAYLAŞIMLARIN DELİL NİTELİĞİ
Hukuken geçerli kabul edilebilmesi için evvela kural olarak delilin
hukuka uygun şekilde elde edilmiş olması gerekir. Eğer hukuka uygun olarak elde
edilmemiş ise o delil, mahkemede ileri sürülemez. Bu husus, Anayasanın 38/6
maddesinde: ‘‘Kanuna aykırı elde edilmiş bulgular delil olarak kabul
edilemez.´´ ve CMK 217/2 maddesinde: “Yüklenen suç, hukuka uygun bir
şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.” şeklinde
düzenlenmiştir.
Dolayısıyla hukuka aykırı, usulsüz bir şekilde elde edilen bulgu,
delil olarak sayılmamaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzda da yasal olarak
güvence altına alınmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu´nun 189. maddesi
: “Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir
vakıanın ispatında dikkate alınamaz.” şeklinde düzenlenerek delillerin
hukuki olarak elde edilmiş olması zorunlu tutulmuştur.
Delillerin
hukuka uygun yollardan elde edilmiş olması halinde, delillerin sosyal medya
üzerinden edinilmiş olması, bunları tek başına hukuka aykırı kılmayacaktır.
Örneğin: Facebook isimli sosyal ağ uygulamasında herkese açık profilden
yapılmış olan paylaşımın hukuki ihtilaf yaşayan taraflar arasındaki iddiayı ispatlıyor
olması ve bu nedenle dava dosyasına sunulmuş olması durumunda bu delilin hukuka
aykırılığından bahsedilemeyecektir.
Hukuka uygun
şekilde delil elde etmeye örnek olarak; kişinin özel hayat gizliliğini ihlal
etmemesi, hakkında delil elde edilen kişinin tuzağa düşürülmemesi, delil elde
etmek amacıyla yanıltıcı veya yönlendirici davranılmaması, özel araç, konut
veya işyeri gibi özel yerlere dinleme(böcek) veya görüntüleme cihazı
konulmaması gibi durumlar gösterilebilir.
Hukuka uygun
şekilde elde edilen delilin, sırf sosyal medya üzerinden elde ediliyor olması
delil niteliği taşıyamayacağı sonucunu doğurmaz. Elbette hukuka uygun elde
edilen deliller özellikle boşanma davası, iş davaları, fikri ve sınai mülkiyete
ilişkin davalar gibi yargılamalarda delil olarak ileri sürülebilir. Ayrıca
hakaret ve tehdit iddiaları için de bu iddiaların ceza yargılamasında ispatı
açısından sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar dikkate alınabilecektir. Söz
konusu paylaşım, gerçekten o kişi tarafından yapıldığı ispat edilebildikçe
yapılan paylaşım veya gönderi mahkemede delil olarak gösterilebilecektir.
Delilin
whatsapp, facebook, twitter veya instagram gibi sosyal medya ağları üzerinden
herkesin görebileceği ve erişimin de gizlilik ihlalini oluşturmayacak şekilde
kolay olması sonucunda, elde edilip mahkemede ispat aracı olarak kullanılmasına
cevaz verilmektedir.
Bugüne kadar Facebook, twitter, instagram gibi sosyal paylaşım
siteleri ile ilgili olarak yapılan istinabe talepleri, Amerika Birleşik
Devletleri adlî makamlarınca cevaplamadığından genellikle ceza
soruşturmalarında kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar verildiği görülse
de 5651 sayılı ‘´İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar
Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun´´daki
değişikliklere ilişkin 7253 sayılı değişiklik Kanunu ile sosyal ağ
sağlayıcılara Türkiye´de yerleşik tüzel kişi veya Türk vatandaşı gerçek kişi
temsilci bildirme zorunluluğu getirilmiştir. Böylelikle paylaşımın kaynağı olan
kişilerin tespiti daha kolay gerçekleşecektir.
DELİLİN HUKUKA
UYGUN OLARAK ELDE EDİLMESİ HALİNDE YAPTIRIM
Bir delilin ileri sürülebilmesi için sosyal medya platformu üzerinden
elde etmiş olup olmaması dikkate alınmaz. Söz konusu delilin hukuka uygun
şekilde elde edilip edilmediği önem arz eder ve buna dikkat edilir.
Hukuka aykırı
şekilde elde edilen delillerin ilk yaptırımı, mahkeme tarafından o delilin
yargılama sırasında değerlendirmeye alınmaması olacaktır. Ne türde bir yargılama
olursa olsun hukuka aykırı şekilde elde edilen delil, mahkemece hükme esas
alınmayacaktır.
Bir diğer yaptırım ise; sosyal medya üzerinden yapılan yazışmaları
veya paylaşımları delil olarak ileri sürmek isteyen kişinin bu delilleri hukuka
aykırı şekilde elde etmiş olmasının tespiti durumunda, bu hususun Cumhuriyet
Savcılığına ihbarı sonucu hakkında iddianame düzenlenerek ceza yargılaması
sonucunda cezai müeyyide ile karşılaşılacak olmasıdır. Ceza yaptırımı olarak,
eğer ki delil kişinin özel hayatına müdahale edilerek kazanılmış ise delili
elde eden, özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi suçunu işlemiş olmasından
dolayı ceza alacaktır.
Ayrıca, kişinin
bilgisi veya izni olmadan hesaplarına girildiyse bilişim suçları kapsamında
yetkisiz erişim, kişisel hesaba ve verilere müdahale, sistemi engelleme, bozma
veya yok etme ya da değiştirme, kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde elde
edilmesi gibi suçlardan da yargılanabilir.
EKRAN
GÖRÜNTÜLERİNİN DELİL NİTELİĞİ NEDİR ?
Sosyal medya ağları üzerinden yapılan paylaşımların mahkeme
dosyasına delil olarak sunulmasında en çok tercih edilen yöntem, ekran
görüntüsü (screenshot) alınması şeklindedir. Ekran görüntülerinin üzerinde
kolaylıkla değişiklik yapılabilir nitelikte veriler olduğu izahtan varestedir.
Bu nedenle, Yüksek Mahkeme kararları ekran görüntülerinin tek başına delil
kabul edilemeyeceğini, bunların aynı zamanda başkaca yan delillerle de
desteklenmesi gerektiği yönündedir.
SONUÇ
Sonuç olarak sosyal medya ağları üzerinden herkesin görebileceği ve erişimin de
gizlilik ihlalini oluşturmayacak şekilde kolay olması sonucunda, hukuka uygun
şekilde elde edilip mahkemede ispat aracı olarak kullanılmasına cevaz
verilmektedir. Gerek yasal mevzuat düzenlemeleri gerekse Mahkemelerin her gün büyüyen
ve gelişen teknoloji karşısında, bu gelişen ve değişen yapıya ayak uydurmasıyla
verecekleri kararlar uyuşmazlıkların çözümü için elzem olan her türlü delilin
tespitinde ve elde edilmesinde önemli rol oynayacaktır.
Av. Hakan KARABULUT
Yüksel Gökçe Hukuk Bürosu